bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil

...

ən bəyənilən ekşi sözlük entryləri

əjdahalar   googlla
sözaltı roman - dünənin ən bəyənilənləri
    120. unutulmayan garip arkadaşlar
    hayatında tanıdığın en acayip 10 insanı listele deseler (ki hiç demediler niye desinler zaten ben kimim ki .s .s) kesinlikle yazarım oğuz'u. kendisine olan duygularım sadece unutamamak da değil, şaşkınlık, hayret hepsi var. oğuz benim üniversite yıllarında yurt arkadaşımdı. uzaktan bakınca dünyanın en sıradan insanı gibi görünen oğuz yakından tam bir manyaktı adeta.

    oğuz'un iddialara karşı da zaafı vardı. bir keresinde halı sahada maç yaparken "gol atarsam halı sahanın tel örgülerini tırmanıcam" demişti, gülüp geçmiştik. fakat golü atınca tellere tırmanmaya başlayan oğuz yaklaşık 4 metre tırmandıktan sonra düşmüş ve hiçbir şey olmamış gibi maça devam etmişti. biz de gayet normal bir şekilde devam etmiştik. insan oğuz'la yaşayınca hiçbir şeye şaşırmamaya alışıyor sanırım. sonradan kolunun çatladığını öğrenmişti oğuz. biz yine şaşırmamıştık. oğuz'a "sen x yapamazsın" demek en tehlikeli şeydi. sırf bu yüzden elinde tıraş köpüğü sıkarak, üzerinde bornozla bornova turu yapmıştı, yangın tüpünü yüzüne doğru boşaltmıştı oğuz sırf yapamazsın dedikleri için.

    oğuz nüdizme inanan bir insandı çoğu zaman. bazı zamanlar "vuhuuuu" diyerek dal taşşak televizyon salonuna gelir. biz ise sadece bir tebessüm ederdik. allahım oğuz'la yaşamak hayata karşı o kadar duyarsızlaştırmıştı ki bizi. bir kere yurt sahibinden "git altına bi don mon bi şey giy" diyerek tartaklanınca odasına gidip tanga giyip tekrar gelmişti aşağıya ve biz yine sadece gülmüştük. oğuz'a gülmekten başka ne yapılabilirdi ki?

    oğuz'un en büyük problemi ise telefonlarlaydı. oğuz telefonu ağzına sokuyordu sık sık. evet ağzına sokuyordu lan bildiğin oral seks yapar gibi telefonu ağzına sokup çıkarıyordu durup dururken. hatta kimi zaman telefonla konuşurken karşıdakine "bir saniye deyip telefonu ağzına sokup çıkardıktan sonra konuşmaya devam ediyordu.

    oğuz'un telefonlarla ilgili bu problemi sadece ağzına sokmakla da kalmıyordu. telefon ekranlarını başparmağını hayvan gibi bastırmak suretiyle kırıyordu. hayatı boyunca 25-30 telefon kullandığını, hepsinin de ekranını kırdığını söylerdi. nokiaların ekranının kırılırken çıkarttığı sesi hiçbir telefonda bulamadığını o yüzden hep nokia tercih ettiğini, en kötü sesin ise samsung'da olduğunu o yüzden hayatta samsung kullanmayacağını hatta ve hatta kendi telefonlarıyla da yetinmeyip birkaç kere yeni tanıştığı insanların telefon ekranlarını kırdığını ve bu yüzden çok dayaklar yediğini kan donduran bir soğukkanlılıkla anlatmıştı bana.

    tüm bu manyaklıkları o kadar normalleştirip güzel sunmuştu ki adeta normal bir hayatın böyle olacağına inandırmıştı oğuz beni. ta ki bir gece uyurken gözlerimi açtığımda oğuz'u nokia telefonumun ekranını kırmaya çalışırken görmeme kadar. uykumdan uyanıp "napıyon lan amına koduğumun manyağı" deyip telefonumu elinden alınca oğuz birden 1.katın penceresinden aşağı atladı. hasiktir adam öldü lan galiba diye aşağı koştuğumdaysa oğuz sigara yakmış oturuyordu ve yine tüm soğukkanlılığıyla bana dönüp hayatımda unutamayacağım o cümleyi söyledi.

    - naber?

    adam gece gece benden gizli telefon ekranımı kırmaya çalışırken yakalanınca 3 metreden aşağı atladı ve ben yanına gittiğimdeyse bana dediği şey; "naber?". işte ben o "naber"i duyunca anladım işte artık o yurttan, oğuz'un yanında gitme vaktim geldiğini.

    amına koyduğumun manyağı oğuz. seni hiç unutmadım oğuz, seni niye unutamadım oğuz? naber oğuz?
    yazar: (baxma: life is drunk)
    not: ses vermemeyivizi xahis eliyirem. basqasinin entrysidi. emek hirsizi kimi hiss eliyirem ozumu. bilirem hami oxuyannan sonra imenni axrinci mamentinde gulur.



hamısını göstər

üzv ol

...