bugün wiki təsadüfi son
sözaltı sözlük
məsləhət postlar mesaj Profil

...

ən bəyənilən ekşi sözlük entryləri

əjdahalar   googlla
sözaltı roman - dünənin ən bəyənilənləri
    160. (bax: guns germs and steel)


    kaliforniya üniversitesi coğrafya ve fizyoloji profesörü jared diamond'un 1997'de yazdığı kitabı ve national geographic tarafından kitaba bağlı kalarak çekilen belgeseldir. belgesel üç bölümden oluşmaktadır: out of eden (cennette), conquest (fetih), tropics (tropikal bölgelerde). (iş bu entry belgeselin ilk bölümünün izlenmesi esnasında edinilen bilgilere dayanılarak tarafımdan düzenlenmiştir.)
    jared diamond, dünyanın avrupalılar tarafından fethi ile şekillenmiş modern tarihten ve avrupa kökenli insanların, askeri güç, ölümcül mikroplar ve gelişmiş teknolojilerinden oluşan bir birleşimle dünya hakimiyetini başlatan ispanyolların sırrı olan tüfek, mikrop ve çelikten yola çıkarak, dünyada bu kadar eşitsizliğin nasıl ortaya çıktığını bulabilmek üzere 30 yıldan fazla zaman harcamış, dünyayı dolaşmış ve geçmişi araştırarak modern dünyadaki iktidarın köklerini keşfetmeye çalışmıştır.
    eğitimi biyoloji, uzmanlık alanı insan fizyolojisi, gerçek tutkusu ise kuşları incelemek olan diaomond 26 yaşından itibaren papua yeni gine’ye gelip kuşları gözlemlerken kuş hayatı konusunda bir uzmanlaşmanın yanı sıra yeni gine insanlarını aynı ölçüde inceleme fırsatı bulmuştur. belki de bu nedenle eşitsizliğin kökenlerini araştırmaya papua yeni gine’nin yağmur ormanlarından başlamıştır. gerçi böyle bir cevap arayışı yali tarafından 30 yıl önce sorulan sorulan “beyaz adamın bu kadar çok kargosu varken, neden biz yeni ginelilerin bu kadar az?” (kargo batılılar tarafından getirilen eşyalar için kullanılan kelime, bana the gods must be crazy filmini anımsattı) sorusu ile başladığından araştırma orada başlamış olabilir. soru aslında, güney amerika kıtasında olduğundan çok daha uzun bir süre, en azından 40 bin yıllık bir geçmişleri olan ve kültürel olarak en çeşitli ve uyum sağlayabilen yeni ginelilerin neden modern amerikalılardan bu kadar fakir oldukları.
    diaomond, doğal koşullara kolay uyum sağlayabilen, barınak ihtiyacını en zor şartlarda bile büyük bir hızla gerçekleştirebilen yeni ginelilerin, neden metal aletler icat etmediklerini, büyük şehirler kurmadıklarını ya da çağdaş uygarlığa ait araç geliştirmediklerini çözebilmek için kolonicilerin düşündükleri ırksal üstünlük yerine, insanın neden farklı geliştiğini sorgulamak gerektiğini düşünmüştür. çünkü tüm büyük medeniyetlerin ortak bazı noktaları vardı: gelişmiş teknoloji, büyük nüfus ve iyi düzenlenmiş iş gücü.
    cevaba ulaşmak için, dünyanın “sahip olanlar” ve “sahip olmayanlar” şeklinde ikiye bölünmesinin sebeplerini tarihçi olmamasına rağmen bilim adamı kimliği ile araştırmayı denemiş, eşitsizliği anlamak için eşitsizlikten önceki bir zamanı belirlemesi gerektiğini düşünmüştür. bu araştırmaları sonucunda eldeki veriler ile çeşitli sonuçlara ulaşmıştır:
    13.000 yıl önce son buzul çağının etkilerinin bittiği, dünyanın sıcak ve nemli hale geldiği zamanlarda, insanlığın geliştiği, daha çok ormana sahip ortadoğu’da insanlar avcı ve toplayıcı olarak geziyorlar, barınak kuruyor, bu barınaklarda aylarca ve haftalarca kalıyor, gerektiğinde yeni yiyecek kaynakları için hareket ediyorlardı. avcı toplayıcı insanlar artık dünyanın pek çok yerinde görülmese de, avcı toplayıcı insanın bulunabileceği az sayıdaki yerlerden biri de papua yeni gine’deki yağmur ormanlarıdır. (alıntı: papua yeni gine, güneybatı pasifik’te, avustralya kıtasının kuzeyinde ve ekvatorun güneyinde, 0°-10° güney enlemleri ve 130°-150° doğu boylamları arasında, yeni gine adasının doğu yarısı, bismarck adaları ve birçok bitişik ada gruplarını içine alan bağımsız bir ülkedir. batısında endonezya, güneyinde avustralya bulunur.) avcı olmak için düşünülenin aksine bilgi ve akıl gerekmekte ise de avcılık beslenme için verimli bir yol değildir. toplayıcılık ise avcılıktan daha verimli bir yiyecek edinme yöntemi olmasına karşın yeterinde bereketli bir yöntem değildir ve avcı-toplayıcı toplumlar bu sebepten seyrek nüfusludur. eğer çok fazla insan beslenmek isteniyorsa verimli bir çevreye ihtiyaç vardır.
    ortadoğuda çok farklı besin türleri bulunuyordu, yabani olarak yetişen arpa ve buğday basit olmalarına karşılık medeniyetin yolunu açmıştır. dünyadaki iklim değişiklikleri insanları zor koşullarda bıraksa da gelişmelerine sebep oldu. dünyadaki ilk yerleşik köylerden biri ortadoğu’da ortaya çıkmıştır. karbon tarihine göre 11500 yıl öncesine ait olduğu tespit edilen köyün kuraklığın bitişi ile aynı zamana denk geldiği görülmüştür. bu köyde bu kadar kişinin beslenmesinin sağlanabilme sebebi ise yıllarca saklanabilen buğday ve arpa depolanan ortak kullanıma sahip ve aynı zamanda ilk örnek olan tahıl ambarının inşa edilmiş olmasıdır. dünyanın ilk çiftçileri kendi yiyeceklerini yetiştirip, su kaynaklarına yakın yerleşimler kuruyor bu arada da farkında olmaksızın ekinlerin niteliklerini değiştiriyorlardı. döngüye müdahale etme ve seçim yapma ile başlayan insanların doğayı kontrol etme süreci bugün de laboratuarlarda sürdürülüyor.
    avcı-toplayıcı olarak kalanlar dünyanın hiçbir yerinde diğerleri kadar yiyecek üretemediler, depolanacak kadar da yiyecek üretemediler. bu veri ile birlikte tarımın yayılması ile uygarlığın yayılması arasındaki bağlantıyı sağlamak için tarımın geliştiği diğer yerleşimlere bakma ihtiyacını doğmuştur. ortadoğu’dan kısa süre sonra ve ondan bağımsız olarak tarımın geliştiği çin’de pirinç, amerika’da mısır, kabak ve baklagiller, afrika’da ise süpürge darısı, ak darı ve yer elması yetiştiriliyordu. tarımı, geliştiği yerlerde görece büyük medeniyetler izliyorsa da yeni gine’nin dağlık bölgeleri bir istisna idi. ilk çiftçilerden olmalarına karşın yeni gine çiftçileri, dağlık bölgede tarım yaptıkları için emek isteyen, protein bakımından fakir ve yıllarca saklanamayan ürünler yetiştirebiliyordu, bu nedenle de diğer malları üretebilme aşamasına geçemiyorlardı. çünkü tarım insan eşitsizliğini anlama için önemli ise de yapılan tarımın türü de aynı ölçüde önemli idi. en verimli ürünlere ulaşabilenler çoğrafi şansı olanlardı.
    9.000 yıl önce ilk yerleşim alanları yerlerini çok daha büyük köylere bırakıyordu. daha üretken hale gedikleri için bu ölçekte yaşayabildikleri gibi, hayvan yetiştiriciliği gibi daha başka bir besin kaynağı da edinmişlerdi. hayvanların evcilleştirilmesi ava çıkma zorunluluğunu ortadan kaldırıp, sürekli bir protein kaynağı ve giysi için de kaynak oluşturuyordu. ayrıca tahıl kalıntıları, hayvanlara besin kaynağı, hayvan dışkısı da bitkilere gübre olarak kullanıldığından göndü sağlanmış oluyordu. keçi ve koyun ilk evcilleştirilen hayvanlarsa da büyükbaş hayvanlar sabanın keşfi ile tarımın gelişmesini sağladı. yeni gine’de ise hiçbir zaman saban kullanılmadı çünkü sabanı çekecek hayvana hiçbir zaman sahip olunmadı. tek büyükbaş hayvan domuz olsa da o da asya’dan gelmişti ve sadece et sağlamakta kullanılabiliyordu. yani tek kas gücü insanınki idi çünkü yük hayvanı yoktu.
    hayvan türleri arasında evcilleştirilmiş hayvanlar listelendiğinde büyük çoğunluğunun evcilleştirilmediği görülür. zaten böcek, kuş ya da et obur türleri evcilleştirmeye uygun değildir. bu konuda en uygun hayvanlar otobur hayvanlar olsa da onların bir kısmı bu evcilleştirilebilmiştir. mesela fillerin evcilleştirilmesi çok zaman alıyordu, zebralar ise evrilme sürecinde çevrelerinden gelen etkiler nedeni ile ürkek ve insanların terbiye edemediği bir yapıya sahip olmuştu.oysa büyükbaş evcil hayvanlarda grup liderini kontrol edince sürüyü de kontrol edebilirdiniz. 148 yabani otobur hayvandan sadece 14’ü başarılı bir şekilde yetiştirilebilmektedir.
    evcilleştirilebilen hayvanların atalarının asya, avrupa ya da kuzey afrika kökenli olduğu tespit edilmiştir. en iyi etkilere sahip aynı zamanda en iyi hayvanların da ana vatanı olan bu bölge ortadoğuda yer alan ve bereketli hilal olarak adlandırılmaktadır. buğday ve keçi ile başlayan süreç ilk insan uygarlığına doğru ilerliyordu. köyler büyüdükçe tarlalarda çalışacak daha çok insan nüfusu oluşuyordu. çiftçilik yükünden kurtulan insanlar yeni yetenekler ve yeni teknolojiler geliştirebiliyordu. örneğin kireç taşından alçı üretilmesi ateşle nasıl çalışılacağını anlamak ve çelik işleme giden yolda atılan ilk adım olması açısından büyük bir teknolojik gelişme olarak kabul edilmektedir. yeni gine gibi yerlerde ise insanlar ileri teknolojiyi asla geliştiremediler, hala çok eski tekniklerle çalışan insanlar mevcut çünkü metal aletleri geliştiren insanların olabilmesi için çiftçi olan kesimin bunları besleyebilmesi gerekiyordu. yeni gine tarımı ise bunu sağlayabilecek durumda değildi, sadece sürdürülebilirdi, enerji ve zaman beslenmeye harcanmak durumunda idi. batılılar ise geldiklerinde enerjiyi ülkeyi kolonileştirmeye harcadılar.
    ortadoğu uygarlıkta ilerlemesini sağlayan avantajlarını zaman içinde kaybetti. bereketli hilal’deki köyler terk edildi. çünkü kurak ve kırılgan bir yapıya sahip ekolojisinin yanında su kaynakları ve ağaçlar insanlar tarafından tahrip edilmişti. topluluklar yine tarıma uygun aynı enlemde bereketli bölgelere göç etti. aynı enlemde göç etmenin avantajı aynı gün uzunluğuna sahip olmak demekti. bu bölgeden insanlar, doğuya doğru hindistan’a, batıya doğru kuzey afrika ve afrika’ya doğru yayılırken gittikleri her yerde insan topluluklarını değiştiriyorlardı. mısır’da ise medeniyet patlamasına neden oldular. avrupalılar ise tahıl ürünlerini ve hayvanları amerikaya taşıdılar. günümüzün amerikası bereketli hilal diye adlandırılan bölgeden yayılan tarım ürünleri olmaksızın düşünülemezdi.
    sığırlara ve buğdaya indirgenen bir argüman çok basit geldiği kültüre, politikaya ve dini ya da insanların kendi kaderlerini şekillendirmedeki rolünü göz ardı ettiği savı ile diamond determinist olmakla suçlandı. oysa diamond’un, yeni gine’de geçirdiği yıllar insanların temelde birbirlerine benzediğine inanmasını sağlamıştır. dünyanın neresine giderseniz gidin, akıllı, yetenekli ve hareketli insanların bulunabileceğini, hiçbir toplumun bu konularda bir üstünlük tekeli olmadığını, kültürel farkların mevcudiyetinin ise eşitsizliğin sonucu olduğunu sebep oluşturmadığını düşünüyordu.
    kendisine göre sorusunun cevabını coğrafyada yatıyordu. coğrafi avantaja sahip olan helikopteri yapar.
    (c) 06.10.2015 08:46 ~ 08:47 qfwfq
    p.s youtube`da ikinci bölüm ink mədəniyyətini izləyərkən timidus rəisin native amerikan sevgisini xatırladım, oradan da sözlüyü andım və öz özümə dedim ki, bu dəyərli əsəri paylaşım burada faydalanan olar

    (youtube: )



hamısını göstər

üzv ol

...